Kapılar ve kilitler üzerinde fazla düşünmeyiz.Oysa hayatımızın her anında karşımıza çıkarlar. İlk insanlar, önce kendilerini vahşi hayvanlardan korumak için adeta labirent gibi girişleri olan mekanlarda yaşadılar.

Çatalhöyük buna güzel bir örnek. Zamanla, yaşadıkları yerleri gizlemek için farklı yollara gittiler. İlk kilitlerin örneğine Mısır’da rastlandı. Bunlar mandallı kilitler ve anahtarlardı. Kilit teknolojisinin, takip edilmesi mümkün bir teknoloji olarak, Yunan ve Roma’da geliştiğini söylemek mümkün. İnsanlığın ortak aklı, bu teknolojinin dünyanın her yerinde benzer şekilde gelişmesine olanak tanımış. İstanbul Üniversitesi, Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Kaçar ile yapmış olduğumuz röportaj sayesinde öğrendiğimiz bu bilgiler, kendisinin de röportajlarının yer aldığı; Türkiye ve dünyanın değişik yerlerinde çekimler yaptığımız “Güvene Açılan Kapılar Ve Kilitler” belgeselinde birleşti.

Bu belgeselle, giderek gelişen ve artık uzaktan kumandayla veya parmak iziyle açılan kilitlerle karşılaştığımız günümüzden geriye uzandık ve geçmişten bugüne gelişen kapı ve kilit teknolojisine genel olarak baktık. Geçmişten Geleceğe Taşınan Bir Kültür Coğrafyamızda karşımıza çıkan yüksek, ahşap oymacılığının, sedef kakmacılığının en ince örneklerinin sergilendiği kapıların veya demircilerin döverek şekil verdikleri kilitlerin sayısı giderek azalmakta. Oysa Sivas’ta veya Safranbolu’da sokak aralarında hâlâ alınlarının teriyle demirleri soğutan demirci ustaları var. Her ne kadar kapı ve kilitler üzerine yaptıkları çalışmalar azalmış olsa da, geçmişe bağlı olanlar da yok değil. Özellikle Safranbolu bu konuda ün yapmış ilçelerimizden biri.

Öyle ki, kapılar üzerindeki tokmaklarda bile ince bir işçilik var; misafire verilen değer kapılardaki tokmaklardan bile anlaşılmakta. Hindistan’a kadar uzanan doğu coğrafyasında eşsiz kapı ve kilit örneklerine rastlamak mümkün. Destanların kapılara işlendiği doğuda, kapılar açıldıkları dünyanın gizemini adeta yüzlerinde taşır ve bu gizem insanları daha kapıdan içeri girmeden etkiler. Batıda da durum farksızdır. Kapıların ihtişamı arttıkça, insanın kendi yarattığına katmak istediği ilahi anlamın da büyüklüğü anlaşılır. Bu adeta vazgeçilmez bir gelenek halini almıştır.

Dünyada ortak akılla geliştirilen kapı ve kilit teknolojisi, aynı zamanda onların süslemeleri için de geçerli sayılabilir. Kapının ait olduğu bütüne atfedilen tüm özellikler, ilk olarak karşımıza kapılarda çıkmaz mı? Kimi zaman benzersiz bir sadelikten, kimi zaman da eşsiz el işçiliğinden doğan ihtişam, kapılara duyulan ilgiyi canlı tutmuş; günümüzde kapıların ve kilitlerin farklı amaçlarla da kullanımını doğurmuştur. Bugün bir antikacıda gördüğümüz kapı hayranlık uyandırabilir, evimizdeki kapı sağlamlığıyla bize güven verebilir, bir caminin kapısı bizi büyüleyebilir veya bir kapı üzerindeki süslemelerle bize kendi tarihini anlatabilir. Kapılar farklı dilde konuşsalar da, zamanlar ve mekanlar üstü bir görevleri vardır. Bize güven verirler. Üzerindeki kilitlerle de bu görevi pekiştirirler.

Kapıların ve kilitlerin serüvenini anlattığımız belgesel, Ocak ayında İz Tv ekranında yayınlandı. Tekrarlarını hala İz Tv’de izleme imkanına sahipsiniz. Sivas’ın Divriği Köyü, Safranbolu, Rusya, İtalya, Yemen ve İran’dan kapı örneklerinin görülebileceği belgeselimiz, tüm insanlığın paylaştığı ve ortak aklıyla geliştirdiği kapılar ve kilitler üzerine yapılmış bir örnek. Geçmiş günleri yad edebileceğimiz ve gelecekte nasıl güvende hissedeceğimizi görebileceğiniz “Güvene Açılan Kapılar ve Kilitler” belgeselini izlemenizi öneririm.Böylelikle tüm insanlığın farkında olmadan her gün ortak olduğu ana ortak olabilirsiniz.

Belgesel: “Güvene Açılan Kapılar ve Kilitler”