Foto muhabiri ve gazeteci Coşkun Aral, uygarlık tarihinin izlerine memleketi Siirt’in tatlarında, lezzetlerinde, ilahilerinde hatta ninnilerinde bile rastlandığını belirterek, “Böyle bir zenginliğin tanıtılması lazım.” dedi.

Siirt mutfağının kültürel miras olarak geleceğe taşınması, tanıtılması ve turizme kazandırılması amacıyla Siirt Valiliği, Siirt Belediyesi, Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü, Dicle Kalkınma Ajansı (DİKA) ve Turizoom’un katkılarıyla düzenlenen “Siirt Gastronomi Kongresi” Pendik’te bir otelde başladı.

Kongrenin açılışı Coşkun Aral’ın “Siirt” belgeseliyle yapıldı.

Haberci’nin Gözünden “Siirt” Tanıtımı

Açılışta konuşan Aral, memleketinin kültürel ve yöresel lezzetleriyle ilgili bilgi verdi. Bu kente ait anılarını anlatan Aral, Siirt’in çok farklı kültürlerin buluştuğu bir coğrafya olduğuna dikkati çekti. Aral, Siirt’in hem yöresel hem tarihi kültürünün daha fazla tanıtılması ve uluslararası organizasyonlarda yerini alması gerektiğine işaret etti.

Törende AA muhabirinin sorularının yanıtlayan Coşkun Aral, doğduğu, büyüdüğü Siirt’e çok şey borçlu olduğunu söyledi.

Burada birçok medeniyetin izine rastlanabileceğini vurgulayan Aral, bütün bu güzelliklerine rağmen kentin bölgedeki terör olaylarından olumsuz etkinlendiğini anlattı.

Kendisini “meraklı düş gezgini” olarak tanımlayan Aral, kentin gastronomi kültürüyle yakından ilgilendiğini dile getirdi.

– “Tarihi eserlerin turizme kazandırılması lazım”

Coşkun Aral, Siirt’in çok zengin olan yemek kültürünün eski dönemlere dayandığını ifade ederek, şöyle konuştu:

“Daha üç gün önce Ermeni bir dostum, Siirt’in Ermenicede ‘yürek’ anlamına geldiğini söyledi. Buna çok değişik anlamlar yüklenebilir. Siirt, kozmopolit bir coğrafya, yani Araplar, Kürtler, Türkler, Ermeniler… Uygarlık tarihinin izlerine Siirt’in tatlarında, lezzetlerinde, ilahilerinde hatta ninnilerinde bile rastlama imkanınız var. Siirt’te yediğimiz bir lezzeti Artvin’de de alabiliyorum, Yemen’de de alabiliyorum. Böyle bir zenginliğin tanıtılması lazım. En az 27 türde içli köfte hamuruyla yapılan yemek var. Vejetaryenlerin de yiyebileceği bir yemek. Siirt mutfağı irdelenirse bence dünyanın kurtuluşunu sağlayacak reçeteler var. En büyük idealim bu reçeteleri, tarifleri doğru insanlarla yapmak.”

Siirt’in çok dilli bir kültür olduğunu da dile getiren Aral, Gaziantep ve Antakya gibi olmasını istediği kentle ilgili bir belgesel çektiğini anlattı. Belgesele Siirt Valiliği ve belediyesinin verdiği destekler için teşekkür eden Aral, belgeselde Siirt’in yöresel lezzetleri ve tarihinin anlatıldığını söyledi.

Kentin tarihi eserlerinin turizme kazandırılmasının önemine işaret eden Aral, şunları dile getirdi:

“Şanlıurfa’ya 18 kilometre mesafedeki Göbeklitepe, dünyaya tanıtılan bir ören yeri. Siirt’te tarihi Göbeklitepe’den 2 bin yıl eskiye dayanan bir ören yerimiz var. Burada çıkan buluntular Batman Müzesi’nde sergileniyor. Dilerim ki eserler, Siirt’te bir müzeye gelir. Siirt’te doğunun en eski limanı bulundu. Bunu arkeologlar dışında kimse bilmiyor. Siirt’te küçük atölyelere, üretim yerlerine, yerel değerleri tanıtacak projelere ihtiyacımız var.”

– “Siirt yemeklerinin dünyaya tanıtılması gerekir”

Zirvenin açılışında konuşan Siirt Vali Yardımcısı Yunus Koç, kongrenin, 12 bin yıllık tarihi ve kendine özgü özellikleri bulunan Siirt yöresel lezzetlerinin turizm dünyasına kazandırılması amacıyla düzenlendiğini anlattı.

Birçok medeniyetin ve uygarlığın izlerini taşıyan Siirt’in yöresel mutfağını “zengin, orijinal, benzersiz, kendine has özellikleri bulunan, çok renkli” şeklinde tanımlayan Koç, bu mutfağın kültürel miras olarak geleceğe taşınması ve tanıtılmasını, en önemlisi turizme kazandırılmasını hedeflediklerini söyledi.

Turizm sektörünün sürekli geliştiğini, yerli ve yabancı turistlerin beklentilerinin değiştiğini ve çeşitlendiğini dile getiren Koç, “Turistler artık daha farklı deneyimlemeler sunan, daha bilgili, çevreye daha duyarlı, yöresel değerleri ve otantik özelliğini koruyarak sürdüren farklı kültürleri tercih ediyor.” diye konuştu.

Yunus Koç, gastronomik unsurların turistik destinasyonlara değer kattığını vurgulayan Koç, “Farklı kültür ve medeniyetlerin derin izlerini taşıyan Siirt, eşsiz doğa güzelliklerinin yanı sıra ülkemizin önemli mutfak kültürüne sahip bir ilidir. Siirt’in gastronomik değerlerinin, konuklara otantik bir ortamda sunulacak mekanların oluşturulması kentin turizm pastasından daha çok yararlanmasına imkan sunacak.” ifadelerini kullandı.