Bugün Suriye’de yaşanan, fakat çok da uzak olmayan geçmişte dünyanın farklı coğrafyalarında yaşanagelen savaşlar ve mültecilik dramı, Coşkun Aral koordinatörlüğünde hazırlanan ve birçok ülkelerde kapılarını açan Exodus Deja Vu sergisinde en çarpıcı karelerle anlatılıyor. Dünyanın önemli fotoğrafçılarının farklı tarihlerde ve bölgelerde yakaladığı ve mülteci dramını en çarpıcı halleriyle anlatan karelerin yer aldığı projenin aynı zamanda kitabı da hazırlanacak.

Projede fotoğraflarıyla yer alan isimlerden Coşkun Aral, Issa Touma, Rahman Roslan, Roland Neveu, Sergey Ponomarev, Suthep Kritsanavarin ve Nilüfer Demir’in fotoğraflarına ve notlarına yer verdiğimiz bu yazının yanı sıra projeye dair çok daha fazla detayı “Coşkun Aral’ın Mülteci Dramına Dikkat Çeken “Exodus Deja-Vu” Projesi Hakkında 7 Bilgi” başlıklı yazımızda da bulabilirsiniz.

Coşkun Aral Fotoğrafları

Profesyonel basın fotoğrafçılığı kariyerine 1974 yılında başlayan Coşkun Aral, 1976 yılında Günaydın ve Gün gazetelerinde çalışmıştır. İlerleyen yıllarda Paris’te bulunan SIPA Press’te Türk muhabir olarak çalışan Aral, Time ve Newsweek gibi haber dergilerinde birçok kez yer almış ve aynı zamanda Türk Haberler Ajansı ve Milliyet, Hürriyet gibi gazetelerin serbest fotoğrafçısı olarak çalışmıştır. 14 Ekim 1980 tarihinde hava korsanlarıyla yaptığı röportaj, basın çevrelerinde ses getirmiştir ve Aral bu röportaj ile hem Türkiye’de hem de yurt dışında ödüller kazanmıştır. O tarihten bu yana Coşkun Aral savaş bölgelerinde çalışmış, 1980 yılından beri yaşanan neredeyse tüm savaş ve çatışmaları belgelemiş ve defalarca mülteci krizlerine şahit olmuştur.

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Yenilmiş ama yıkılmamış, Mart 1991 | Saddam Hüseyin’in tanklarından kaçan Kürt “Peşmergeler”, silahları, sürüleri, eşleri ve çocuklarıyla Türkiye’ye ve İran’a gidiyor.

 

Mart 1991 | Yerinden edilmiş Iraklılar Türkiye sınırında, kimi Türkiye sınırını geçmiş kimiyse sınırın Irak tarafında kalmıştı. Ciddi bir insani kriz yaşanıyordu, insanların suya, yiyeceğe, barınağa ve sağlık hizmetlerine ihtiyacı vardı. O zaman, yetersiz, dağınık ve insan onurunu hiçe sayan bir hizmet veriliyordu.

 

Mart 1991 | Küçük kızın bakışları kamerama sabitlenmiş, kalbime dokunmuştu. Lensin arkasından gözümün içine baktığını biliyordum. Ellerinin ne kadar ufak olduğunu fark ettim, sanırım 3-4 yaşlarındaydı. Sanki olup bitenlerden haberi olan bir yetişkin gibi ne açlıkla ne de soğukla mücadele ederken ağladı.

 

“Huzuru Temin Harekatı”, Mart 1991 | Kuzey Irak’taki Kürtler’i Saddam’ın saldırılarından korumayı amaçlayan, onlara su, yiyecek ve barınak sağlamak amacıyla Amerika Birleşik Devletleri öncülüğünde başlatılan ve Saddam’ın Kürt göçünden bir ay sonra güvenli bölge oluşturulmasını reddetmesiyle başarısızlığa uğrayan harekat.

 

“Bize günlük ekmek verin.”, Mart 1991 | Gıda yardımı diye somun somun ekmek atıldı onlara. Atılan ekmekler soğuktu, sertti, küflüydü ama yine de ekmekti. Yiyecek bir şey yoktu ve insanlar etrafındaki kişilerle ve hatta gazetecilerle günlük ekmeklerini paylaşıyorlardı. İnsani koşullar berbattı.

 

Mart 1991 | Hava soğuk ve yağmurluydu. Aileler, naylon çadırların içinde çocuklarını ve kendilerini yağmurdan korumaya çalışıyordu.

 

Mart 1991 | Hava özellikle geceleri soğuktu. İnsanların bulundukları yer düz bir alan değildi ve plastikten ya da battaniyelerden kurdukları çadırlar birbirine çok yakındı. Bu durum temizliğin sağlanamamasına, dolayısıyla hastalıklara ve ölümlere sebebiyet veriyordu.

 

Mart 1991 | Yerinden edilmiş Iraklılar günlerce uyuyamamıştı. Türkiye’nin sınır şehri olan Hakkari’ye vardıklarında, uyuyabilmeleri için onlara sünger matlar verilmişti. Rüya görmeleri acaba mümkün müydü?

 

 

Mart 1991 | Soluk, sarı bir günde, Zap Suyu’nun kollarının birinin kıyısında tüten duman, yorgunluk ve çaresizliğin göstergesi. Ne kadar kalacakları belirsiz, yerinden edilmiş Iraklılar bu dağlık alana yerleşmiş, bir gün güneş ışığını görebileceklerini umut ediyorlar.

 

Mart 1991 | Soğuk, açlık ve açıkta kalma. Soğukta hayatta kalabilmek için ağaçlar kesiliyor.

 

Mart 1991 | Sınırın Irak tarafında kalanlar, sınırın açılmasını beklerken bir süre kalmak için yer arıyorlar. Dağlarda yapılan uzun yürüyüşlerden sağ çıkmayı başaranlar yorgun fakat daha güvenli bir gelecekleri olacağına dair umutlu.

 

Mart 1991 | Aileler, günler süren uzun yürüyüş sonrası, Türkiye ile sınır oluşturan dağı geçebildiler, anneler çocuklarını taşıyor. Yorgunlar ama umutlular.

 

Mart 1991 | Peşmergeler, Saddam rejimine karşı savaşıyorlar.

 

Mart 1991 | İnsanlar, 1988 senesinde yaptığını yeniden yapabileceği için Saddam’ın kimyasal silah kullanmasından korkuyor. Sınıra ulaşanlar şanslı çünkü en azından hayattalar. Binlerce Kürt açlıktan, hastalıktan ya da zorlu şartlardan hayatını kaybetti.

 

Hayatı tehlikede olan kaçar. Mart 1991
Peki sadece sen değil de bütün ailen tehlike altındaysa? O zaman herkes kaçar. 1991 Körfez Savaşı sonrası, Şiiler ve Kürtler Saddam Hüseyin’e karşı ayaklandı ve Saddam ayaklanmaları vahşice bastırdı. En kötü ihtimalin gerçekleşmesinden korkan yüz binlerce insan, Mart ayında Türk sınırının karla kaplı yamaçlarına yürümeye başladılar; yorgunlukla, açlıkla ve hastalıkla mücadele etti ve çok fazla kişi hayatını kaybetti.

 

Mart 1991 | Tüm eşyaları sırtında. Eşi çocuğunu taşıyor, günlerce yürüyüp dağı aşıyorlar. Geleceğin ne getireceğini bilmiyorlar fakat uluslararası toplumun bu çileyi sonlandıracağını umuyorlar.

Issa Touma Fotoğafları

Issa Touma, Suriye sanatının önde gelen bir ismidir. Mesleğini kendi kendine öğrenen sanatçı, 1990’lı yılların başında fotoğrafçılık kariyerine başlamıştır. Kendisini uluslararası sanat ve fotoğraf çevrelerinden soyutlanmış hisseden sanatçı, 1992 yılında, Halep’te, fotoğrafçılığa adadığı Black and White (Siyah ve Beyaz) isimli galeriyi açmıştır. Galeri kapandıktan sonra, 1996 yılında ifade özgürlüğünü ve yerel sanat organizasyonu yapacak Le Pont Organizasyon ve Galerisi’ni kurmuştur.

 

 

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Savaştan önce | On dokuz sene önce, Halep’te Hristiyan kutlamaları yapılırdı. Kiliselerin dışında, televizyon izleyen Hristiyanlar’ı ve kilisenin arka bahçesinde etkinlikleri izleyen Müslümanlar’ı görebilirdik. Bu fotoğraf, bölgenin savaş sonrası durumunu gösteren bir sembol haline geldi. Gerçek oldu. Orta Doğu’daki Hristiyanlar, etrafları fanatikler tarafından çevrilmiş bir kafes içinde yaşıyor gibi gözüküyor, 1995

 

Savaştan önce | Baba (Big Father) İçin Dans Ederken

 

Savaştan önce | Kürtler her zaman Suriye tarihinin bir parçasıydı, aramızda bir farklılık hissetmezdik ama savaştan sonra herkes kendisini diğerinden ayırmaya başladı. Fotoğraf, Katura Kürt Köyü’nde çekilmiştir, 1998.

Savaştan önce | 1924 yılında Urfa’dan Hristiyan bir mülteci olarak Suriye’ye gelen Suriyeli bir nalbant. Hayatını kurmuş ve iyi bir işi var. Şimdi yaşlı biri ve yeniden mülteci olmaktan ve Hristiyan bölgesini terk etmeye zorlanmaktan korkuyor çünkü Cihat yanlıları, yaşadıkları bölge olan Aşrafya’ya yaklaşmış durumda, 2013

Savaş Sonrası Halep | Halep şehrinin yarısı artık boş.

Savaş Sonrası Halep | 2016, Halep şehri hala susuz.

 

Savaş Sonrası Halep | Halep susuz, üç mülteci kız kardeş, bütün gün kiliselerden su taşıyor, 2014

 

Savaş Sonrası | Milis kuvvetler üyesi gibi rol yapan çocuklar, 2013

 

Savaş Sonrası | Komşularımızın %10’unun diğer %90’ı herhangi bir isim altında öldürmeye hazır olduğunu öğrendik. Bu fotoğraftaki kişi de benim komşum….., 2012

 

Savaş Sonrası Halep | Bombalandıktan 24 saat sonra Telal Bölgesi, 2015

Sergey Ponomarev

Sergey Ponomarev, günümüzdeki en iyi genç Rus foto muhabirlerinden biridir. Sanatçı, Rusya’daki günlük hayatı ve Rus kültürünü betimleyen fotoğraf gazeteciliği çalışmalarıyla ve Suriye, Gazze, Lübnan, Mısır ve Libya da dahil olmak üzere Orta Doğu’daki savaş ve çatışmalarda çektiği fotoğraflarla bilinmektedir.

Sergey, pek çok ulusal ve uluslararası fotoğraf ödülü kazanmıştır. Yakın bir zamanda, Dünya Basın Fotoğrafı yarışmasında Genel Haberler kategorisinde birincilik ödülü kazanmış ve 2015 yılında Pulitzer ödüllerinde finalist olmuştur. 2003 yılından 2012 yılına kadar, önemli bir küresel haber ağı olan Associated Press’te fotoğrafçı olarak çalışmıştır. Şu an serbest çalışmaktadır. Moskova’da dünyaya gelen sanatçı, Moskova Devlet Üniversitesi’nden ve Çalışma ve Sosyal İlişkiler Akademisi’nden mezun olmuştur.

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

22 Ekim 2015 | Slovenya polisinin refakat ettiği Mülteciler, Slovenya’nın Dobovo şehrinin dışında bulunan bir kayıt kampına giderken bir kilisenin yanından geçiyorlar. Avrupa’ya yapılan göçte geçiş yolu olan küçük Balkan ülkeleri, sınırlarından binlerce mültecinin geçtiğini görmüş ve bu insan akışını başarabilmeleri onları şaşırtmıştır.

 

16 Kasım 2015 | Mülteciler, bir Türk botuyla Midilli Adası’ndaki Skala köyüne gelmiş. Botun sahibi Türk, yaklaşık olarak 150 kişiyi Yunan sahiline geçirmiş ve yeniden Türkiye’ye kaçmaya çalışmış fakat Türk sularında tutuklanmış.

 

Yunanistan, Pazartesi, 7 Aralık 2015 | Bir mülteci, Idomeni köyü yakınlarında Yunanistan-Makedonya sınırında, uçakların bıraktığı belirgin izlerin ve bir kuşun olduğu bir alanda tek başına oturuyor. Makedonya, Avrupa Birliği içinde sığınma izinleri hızlı bir şekilde işleme alınmayan ülkelerin vatandaşlarının erişimini engellediği için binlerce mülteci Yunan tarafında kaldı. Makedonya artık sadece Suriye, Irak ve Afganistan vatandaşlarına geçiş izin veriyor.

 

2015 | Mülteciler, Slovenya polisinin onları kayıt kampına götürmesini bekliyor.

 

16 Eylül 2015 | Bir adam, Sırbistan Horgos sınırını geçerken çocuğunu polis şiddetinden ve biber gazından korumaya çalışıyor. Coplu Macar polisleri, jiletli telleri aşıp Sırbistan’dan Macaristan’a geçmeye çalışan yüzlerce mülteciye biber gazı ve toma ile saldırıyor.

 

Pazartesi, 19 Ekim 2015 | Mülteciler, Hırvatistan’ın Trnovec şehrinde Hırvatistan-Slovenya sınırında bekliyor. Slovenya’ya girişleri reddedilen yüzlerce mülteci yağmurlu ve soğuk geceyi Hırvatistan sınırında geçiriyor.

 

2015 | Mülteciler, güneyde Yunanistan ve kuzeyde Sırbistan ile sınırı olan Makedonya’dan geçerken trende uyuyor.

 

Cuma, 16 Ekim 2015 | Salla Midilli Adası’na geçen bir adam soğuktan titriyor.

 

18 Eylül 2015 | Umutsuz mülteciler, Sırbistan sınırındaki Tovarnik istasyonunda Zagreb’e giden trene biniyor. Kilit devletler sınır geçişlerini sıkılaştırdığı için binlerce mülteci ve sığınmacı Balkanlar’da sıkışıp, bu krizle başa çıkmak için hazırlıksız olan ve sürekli mezhep ayrılıkları yaşayan bölgenin üzerine yeni bir yük bindirmiştir.

 

2015 | Diğer mültecilerle birlikte Macaristan sınırındaki tren yolu üzerinde ilerleyen kadın bebeğini emziriyor.

 

2015 | İranlı mülteci ailelerin etrafı, Yunanistan-Makedonya sınırında Makedonya’ya geçişi engelleyen Yunan polisiyle sarılmış.

 

Roland Neveu

Fransız bir fotoğrafçıdır. Yetmişli yılların başında, Vietnam Savaşı’na karşı yapılan protestolarda çektiği fotoğraflarla kariyeri başlamıştır.

Genç Neveu, 1975 yılında Khmer Rouge’un (Kızıl Khmer) Punom Pen’deki düşüşüne şahit olan birkaç Batılı foto muhabirden biridir ve bu dönemde çektiği eşsiz fotoğraflarla ün kazanmıştır.

Time ve Newsweek gibi büyük gazeteler için savaş alanlarını yerinde görüntülemek amacıyla yaklaşık yirmi sene boyunca savaş bölgelerini gezmiştir.

Neveu, Afgan Mücahitlerin elindeki Sovyet esirlerini ve 1982 yılında meydana gelen Beyrut işgalini ilk fotoğraflayan isimdir. Fotoğraflarında, El Salvador’daki kan davasını, Filipinler’deki NPA (Yeni Halk Ordusu) gerilla savaşını ve hatta ilk defa 1986 senesinde Uganda’daki AIDS kurbanlarını sergilemiştir.

Dünya çapında tanınmış bir foto muhabir olması film sektöründe de başarılı olmasını sağlamıştır. Oliver Stone, Brian de Palma ve Ridley Scott gibi Hollywood’un önemli yönetmenleri ile çalışma fırsatı bulmuştur.

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Karanlık Yıllar: Punom Pen, Ocak 1981 | Savaşın son günlerinde Mekong Nehri kıyısına oturmuş, paslanmakta olan bu gemi, birkaç aile ve oradaki Pazar yeri için gölge oluşturuyor.

 

Karanlık Yıllar: Batı Sınırı, Eylül 1979 | Gerilla birliğiyle ormanda yürürken, bardaktan boşanırcasına yağan muson yağmurunun altında Tayland sınırına doğru ilerleyen, aç mültecilerin yanından geçiyoruz.

 

Karanlık Yıllar: Nimit, Batı Kamboçya, Eylül 1979 On binlerce mültecinin tek kaçış yolu vardı: Tayland sınırına ulaşmak. Kurtuluşuna doğru yürürken, bitap düşen ve muson yağmurlarında ıslanan kadın dinleniyor.

 

Karanlık Yıllar: Ormanda bir yer, Eylül 1979 | Üç çocuklu dul bir kadın, göç eden mültecilere katılıyor. Yağmurlu mevsimde sıcak ve nemli olan bu bölgede, ormandaki köklerden başka yiyebilecekleri bir şey yok. Fakat hayatta kalma azmiyle mücadele etmeye devam edecekler

 

Karanlık Yıllar: Sınırda, 1982’nin başları | Batı sınırında yaşayan binlerce mülteci, gerilla grupları ve Vietnam birlikleri arasında yaşanan çatışmalarda açılan misilleme ateşleri yüzünden sürekli tehdit altındalar.

Karanlık Yıllar: Punom Pen’deki Oreissey Pazarı, Ocak 1981 | Kızıl Khmer’in düşüşünün ardından Punom Pen’e geri dönen kişilerin pirinç pişirmek için kullanabilecekleri temel aletleri bile yok. Bu durum, ABD’nin ticaret ambargosu ile daha da kötüleşmiştir.

Karanlık Yıllar: Doğu Sınırı, Ekim 1979 | Tayland sınırında buluna Khao Din dağındaki bir ormanda yer alan ilk yardım merkezinde, aç bir kadın ölmek üzere olan eşinin etrafından sinekleri kovuyor. Uluslararası yardım kuruluşlarından gıda temin etmek umuduyla buraya gelen binlerce insanın çoğu vardıklarında açlıktan ve yorgunluktan ölüyor.

Karanlık Yıllar: Tayland sınırına yakın Nong Chan mülteci kampı, Aralık 1982 | On binlerce insan, sınır dağıtım merkezinden pirinç toplamak için günlerce yürüyor.

Karanlık Yıllar: Sakeo (Tayland) mülteci kampı, Kasım 1979 | Bu kamp, Kızıl Khmer’in kontrolünde olan ormandan kaçan binlerce mültecinin konaklaması için çok kısa bir sürede kurulmuştur. Fakat çok geç açılmış ve çok fazla çocuk açlıktan ölmüştür.

Karanlık Yıllar: Nong Samet, Tayland sınırı, 1982 | Batı sınırındaki bir mülteci kampı sabah erken saatlerde bombalanmış. Yaralılar, bisikletle, yürüyerek ya da diğer ulaşım araçlarıyla en yakın hastaneye akın ediyor.

Karanlık Yıllar: Tayland sınırında, Ekim 1979 | Kalabalık bir mülteci grubu, sınırda bir ormanlık alanda toplanmış, Tayland’daki uluslararası yardım kuruluşlarından yardım bekliyor.

 

Rahman Roslan Fotoğrafları

“Büyük ya da küçük fark etmez, bir şekilde insanlığa katkıda bulunacak bir şey yapmak istiyorum. Bu yüzden belgesel fotoğrafçılığıyla ilgileniyorum. Tarihe şahit olmak istiyorum. Ayrıca, insanların sizinle yaşamları paylaşması sizi daha iyi bir insan haline getiriyor.” Rahman, Kuala Lumpur’dan bir fotoğrafçı ve asıl ilgi alanları sosyal fotoğrafçılık ve insan fotoğrafçılığı. Çalışmalarında, duygulu ve bilişsel tarzlara yer veriyor. Rahman, Angkor Fotoğraf Festivali’ndeki prestijli atölyelere katılması istenen, yıldızı parlayan birkaç genç Asyalı fotoğrafçıdan biri. Çalışmaları, Reuters, Agence France Presse, Avrupa Basın Foto Ajansı, TIME dergisi, International Herald Tribune, Ojodepez, the National UAE, Sutra Magazine, the New Internationalist, Berita Harian Singapore ve Strait Times Singapore gibi gazete ve dergilerde yayımlanmıştır. Şu an, İslam ve Güney Doğu Asya kültürleri üzerindeki etkisi arasındaki ilişkiyi araştırmaktadır.

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Burma’nın Göç Hikayesi, Kuala Lumpur, 2009 | Etnik mülteci grubu olan Chinler, Kuala Lumpur’un yaklaşık 25 km dışında kalan Putrajaya’daki geçici kampta İsa’ya övgü şarkıları söylüyorlar. Chin etnik grubu üyelerinin çoğu, Hristiyan inançları yüzünden Myanmar’da baskı kurbanı olmuştur.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Idomeni kampında soğuk bir sabah ve bir baba çadırlarının dışında kızını teselli ediyor.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Suriyeli bir doktor (solda) ve Alman pasaportu olan Suriyeli bir genç (sağda), Yunanistan’da Idomeni kampında saçlarını kestirdikten sonra kafalarını yıkamaları için birbirine yardım ediyor. Bambaşka sebeplerden dolayı oradalar: Doktor, memleketi Suriye’den kaçmış çünkü bir IŞİD üyesinin silahlı tacizine maruz kalmış. Ölüm korkusuyla, tüm varlığını ve arabalarını satmış ve ülkeden kaçan arkadaşlarına katılmış. Genç adam ise ailesi ve henüz bebek olan oğluyla birlikte olmak için kampa gelmiş. Tüm hayatı boyunca Almanya’da yaşadığı için Alman pasaportu var. Fakat eşi ve çocukları Yunanistan’da durdurulmuş ve ona eşlik edememiş. Sonunda, Almanya’ya yürüyerek gitmeye çalışan binlerce mülteciye katılmışlar.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Bir grup Suriyeli mülteci çocuk, soğuk bir Idomeni kamp sabahında, kahvaltı ederken ısınma fırsatı bulmuşlar.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Yunanistan ve Makedonya sınırı kapalı olduğu için binlerce mülteci Idomeni kampında aylarca yaşadı. Bir şekilde bu duruma alıştılar ve sınırdan iyi haberler gelmesini beklerken günlük hayatlarını yaşamaya devam ettiler.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Idomeni kampında bir adam sınırdaki tel örgülere doğru yürüyor.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Suriyeli genç bir aile, Yunanistan ile Makedonya’yı birbirinden ayıran sınırdaki tel örgülerin hemen yanında öğle yemeği yiyor.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Idomeni Kampında, kamp merkezinden biraz uzakta yer alan bir tarlada tek bir çadır kurulmuş.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Idomeni kampında kurulduktan birkaç ay sonra yaşam koşulları korkunç bir hal alabilir. Suriyeli bu aile, insan dışkılarının toplandığı bir göletin yanına çadır kurmuş.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Suriyeli genç bir oğlan, Idomeni kampındaki aile çadırının önünde akşam namazı kılıyor.

Idomeni Kampları, Yunanistan, 2016 | Öğlen vakti, bir grup Halepli genç kız, Idomeni sınırındaki tel örgülerin olduğu alanda çiçek topluyor. Oyun mu oynuyorsunuz diye sorduğumda, kızlardan biri cesur bir şekilde “Oyun oynamamızı istiyorsanız sınırı açın.” diyor.

Suthep Kritsanavarin Fotoğrafları

Suthep Kritsanavarin yirmi yıla yakın bir süredir, Güneydoğu Asya’da çevresel, sosyal ve insani konuları ele alan Tayland’lı bir fotomuhabiridir. Çalışmaları, bir fotomuhabirinin toplumu ve kültürü gözlemleyen vicdanlı biri olması gerektiği gerçeğine dayanır ; ona göre fotomuhabiri, yerel ve küresel ölçekte sosyal değişime katkıda bulunmalıdır. İşte bu nedenle Kritsanavarin, farkındalık yaratmak amacıyla, üzerinde çalıştığı konuyu derinlemesine işler ve çalıştığı toplumlarla arasında güven ilişkisi yaratır. Tüm bunun sonucunda, ele aldığı konular uluslar arası alanda dikkat çeker; adeta belgesel niteliğinde, güçlü fotoğraflara sahip kişisel hikayeler ortaya çıkar.

Suthep, Rohingya hikayesini uzun dönem bir proje olarak ele alan ilk fotomuhabirlerinden biridir. Rohingya üzerine yaptığı fotoğraf çalışması, BMMYK ve Açık Toplum Enstitüsü tarafından desteklenmiştir. Güneydoğu Asya’da Rohingya toplumları arasında güven sağlamayı başarmış ve bu sayede birçoklarının giremediği bölgelere girebilmiştir. Uluslar arası toplumun övgüsünü kazanan çalışması, bu karmaşık konunun daha iyi anlaşılmasını sağlamıştır.

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Köle, Ranong, Tayland 2009 | Myanmar’ın batı kıyısından tekneyle Andaman Denizi’ni geçmeye çalışırken yakalanan Rohingya mültecileri, Burmalı bahriyelerin onlara attığı dayağın izlerini gösteriyor. Yakalandıktan iki hafta sonra, Burma deniz kuvvetleri teknelerini serbest bırakmış ve onlara Tayland yönünü göstererek, Myanmar’a geri dönmeye kalkarlarsa öldürüleceklerini söylemiş. Taylandlı yetkililer, Tayland’ın güney kıyılarında karaya vuran teknedeki 78 kişilik Rohingya mülteci grubunu tutuklamış. Bangkok’ta bir yıldan fazla bir süre tıka basa dolu olan bir göçmen hapishanesinde çürümüşler. Sağlık sorunlarının tedavi edilmeyişi nedeniyle, 78 kişiden bazılarının göz altında hayatını kaybettiği teyit edilmemiş haberler arasında. Myanmar, Rohignyalar’ı vatandaş kabul etmediği ve geri almayı reddettiği için Tayland sınırına akın akın giden mültecilere ilişkin Tayland hükümeti bir politika oluşturmak konusunda yavaş davranıyor.

 

Geride Kalan, Ranong, Tayland 2013 | Tayland Phanga’da mangrov ormanı içinde bulunan Rohingya teknesi. Varır varmaz kıyıya çıkmışlar ve yakındaki ormanda saklanmışlar. 15 metrelik bu köhne tekne neredeyse 100 insanı taşıdı.

 

Hasta, Kutupalong, Cox’s Bazar, Bangladeş 2010 | Abul Aushim 6 ay boyunca tedavi görmeden tüberkülozla mücadele etti. BMMYK tarafından resmi olarak mülteci statüsünde kaydı olmadığı için, ne insani sağlık yardımına hak kazanabildi ne de Bangladeş’teki halk sağlığı merkezlerine gidebildi. Ailesi onu geçici kamptan çıkararak, onun için acil ilaç arayışına girdi. Onbinlerce Rohingya, vatansızlığın arafında kalmış durumda-Burma’daki askeri hükümet tarafından reddediliyor ve kaçtıkları komşu ülkelerde de mülteci statüsüne sahip olamıyorlar.

 

Anne, Kutupalong, Cox’s Bazaar, Bangladeş 2010 | Kutupalong Mülteci kampının dışında 40.000 kadar kayıtsız Rohingya mülteci yıllardır yaşadıkları köylerinden zorla atıldılar ve resmi olmayan kalabalık bir kamp oluşturdular. Mültecilerin çoğu çocuk, kadın ve yaşlı. Erkekler, BMMYK’nin insani desteğine uygun bulunmadıkları için dışarıda iş arayışındalar.

 

Ayna, Yangon, Myanmar 2010 | Muhammed Şafi Ullah, Burma’nın Arakan eyaletindeki köyünden 30 Rohingya’yla kaçmak zorunda kaldı. Yasadışı bir şekilde Tayland sınırından geçerken yakalanıp, Burma’ya(Myanmar) geri gönderildi. Bugün başkent Yangon’da, yetkililer tarafından tutuklanmamak için takma bir isimle saklanarak yaşıyor.

 

Dilenci, Yangon, Myanmar 2009 | Kimliğini saklayan Rohingya kadın, Rangoon merkezinde Sule Pagodası’nın yanındaki bir camide, diğer Müslümanlar’a el açıyor. Her cuma namaz sonrası bebeği için yemek alabilecek kadar dilenebilmek umuduyla buraya geliyor. Çoğunluğu Budist olan eski adıyla Burma, yeni adıyla Myanmar’da Müslüman Rohingyalar yabancı olarak görülüyor. Yüzyıllar boyunca kuzeybatı Burma’da yaşamış da olsalar, ordunun hakim olduğu hükümet Rohingyalar’a vatandaşlık vermeyi reddediyor ve onların komşu Bangladeş’teki Belgal halkı olduğunu iddia ediyor. Vatansız statüleri, eğitim görememelerine, iş bulamamalarına ve Burma içinde ciddi seyahat kısıtlamalarına maruz kalmalarına neden oluyor.

 

Toplayıcı, Sittwe, Rakhine, Myanmar 2009 | Sittwe’deki birçok Rohingya, hayatını idame ettirebilmek için çöpleri karıştırıyor, plastik veya satabileceği başka şeyleri arıyor. Birçoğu işsiz çünkü sadece Myanmar halkı iş bulabiliyor. Rakhine eyaletinde onlara yapılan zulümler nedeniyle, 2012 yılından beri Rohingyalar sokaklarda bile yürüyemiyor. Geleceklerini öngöremez bir şekilde kamplarda yaşıyorlar.

 

Emek, Rakhine, Myanmar 2009 | Rakhine eyaletinin başkenti Sittwe’de Rohingya Müslümanı bir işçi, Budist rahip için pirinç çuvalı taşıyor. Myanmar’da Rohingya Müslümanları ülke vatandaşı sayılmıyor. En düşük sınıf olarak kabul ediliyor ve hatta diğer etnik gruplar tarafından da kabul görmüyorlar.

 

Varış, Sittwe, Rakhine, Myanmar 2012 | Rakhine eyaletinin güneyindeki Kyaukpyu’dan Sittwe’ye yeni varmış mülteci bir aile. 2012 yılında, Rakhine eyaletinde, Rohingyalar ve Budistler arasında çatışmalar yaşanıyordu. Yüzlerce insan öldü ve yüzbinler kendi ülkelerinde mülteci durumuna düştü. Fotoğraftaki Rohingya grubu, Rakhine eyaletinin güneyindeki Kyaukpyu’dan kaçıp, eyaletin başkenti Sittwe’nin dışındaki geçici kampa yerleşmişti. Bugün birçoğu hala kampta yaşıyor ve gidecek başka yerleri yok.

Ümit, Kuala Lumpur, Malezya 2010 | Muhammet Hüseyin, Myanmar’daki ailesine destek olabilecek işi bulabilme hayaliyle, üç yıl önce Malezya’ya geldi. Malezya sınırını karadan geçerken, ormanda yaralanan bacağı enfeksiyon kaptı ve tedavi görmedi. Sonunda Malezya’da tıbbi müdahale gördüğünde bacağı kesildi. Şu an dilencilik yapıyor ve diğer Rohingyalar’ın da yardımıyla hayatta kalmaya çalışıyor.

Nilüfer Demir

Nilüfer Demir, Türkiye’de dünyaya gelmiştir. 2015 senesinde Doğan Haber Ajansı’nda Avrupa mülteci krizi muhabirliği yapmaya başladığında foto muhabiri olarak çalışıyordu. Eylül ayında, çektiği bir fotoğraf buruk bir ün kazandı: Demir’in çektiği Suriye’den kaçarken hayatını kaybeden üç yaşındaki Aylan Kurdi’nin fotoğrafı, mülteci krizinin sembolik fotoğrafı olmuş ve basında ahlaki değerlere yönelik bir tartışmanın fitilini ateşlemiştir.

 

 

 

[su_divider top=”no” divider_color=”#000000″ size=”2″]

Aylan Kurdi, 2015