Kâbe’ye, Suudi Arabistan’a ilk kez 1981’de gittim. Bu topraklar hac ibadeti için olduğu kadar bir fotomuhabiri ve belgeselci için de olağanüstü bir yolculuk demek. Mekke’ye gelir gelmez buradaki manevi enerjiyi hissedebiliyorsunuz. #kabe #hac #mekke #suudiarabistan Mekke’ye sonraki yıllarda birkaç kez daha gittim. Bunlardan birinde Suudi Kralı Fahd’ın davetlisiydim. Sonradan müslüman olan fotoğrafçı Remi Favre ile gittiğim ziyaret bence en önemlisiydi. Daha sonraki yıllar Kral Fahd’ın ziyaretine bir de Turgut Özal’ın ekibiyle gitmiştim. Burada Turgut Özal’la yaşadığım anımı videoda öğreneceksiniz. Orada bulunmanın ve Kâbe’yi, hacıları fotoğraflamanın heyecanı zaman içinde hiç değişmedi ama değişen iki şey var: Her şeyden önce buradaki betonlaşma, çehreyi çok değiştirdi. Öte yandan eskiden fotoğraf çekmek çok daha zordu, şimdi o günlere göre biraz daha kolay. Eskiden Suudi Arabistan’da fotoğraf çektiğinizde sorguya çekilirdiniz. Turgut Özal’la gittiğimde mesela, Kâbe’nin Muhafızları diye tanımlanan, epey korkuyla nâm salan korumalar beni yakalamıştı. Beni gözaltına götürürlerken kendimi Özal’a eşlik eden Suud askerler sayesinde kurtarabildim. Şu anda etrafında inşa edilen inanılmaz yükseklikteki binalar, para kazanma amacıyla buradaki mistik atmosfere çok zarar verdi. En büyük keşkelerimden biri Kâbe’de bir hac töreninin tümünü belgeyebilmek.